Genel

Her kadının işine yarayacak genel bilgiler, güncel konular ve tartışmalar, tavsiyler öneriler ve konu dışı olan diğer herşey hakkında merak edilen bilgiler.

İÇ ÇAMAŞIRI SEÇERKEN NELERE DİKKAT EDİLMESİ GEREKİR?

İÇ ÇAMAŞIRI SEÇERKEN NELERE DİKKAT EDİLMESİ GEREKİR?

Üzerimize giydiğimiz kıyafetleri seçerken oldukça titiz bir seçim yaparız. Kalitesinden, kumaşının dokusuna, rengine ve duruşuna verdiğimiz önemi iç çamaşırı seçerken de yapmak gerekir. Hatta iç çamaşırı daha önemlidir. Cilt ile yakın temasta ilk önce, iç çamaşırları geliyor. Hal böyle olunca iç çamaşırları, diğer giysilerden daha önemli olduğu anlaşılıyor. Peki iç çamaşırı alırken neye göre seçim yapıyoruz? İç giyimin tercihi hem sağlık açısından, hemde kıyafetlerimizin daha net görünmesi için çok önemlidir. İç çamaşırı alışverişi yaparken, vücudunuzu tanıyarak, en doğru seçimi yapmalısınız. Zaten yanlış iç çamaşırı seçimi, vücut bir şekilde tepki verecektir ve kendinizi rahatsız hissedeceksiniz. Peki iç çamaşırı alırken nasıl bir seçim yapmalıyız ve hangi iç çamaşırını almamız gerektiğini nasıl bileceğiniz? İşte cevapları…

TEMİZLİK YAPMANIN PÜF NOKTALARI

TEMİZLİK YAPMANIN PÜF NOKTALARI

Baharın gelmesiyle birlikte temizlik yapmanında zamanı geldi demektir. Temizlik yapmak için sürekli bahane üreten bir millet olarak illa ki her zaman evlerin temiz olması gerekmektedir. Şunu da unutmamak gerekir ki, her gün temizlik yapılmazsa da ev, temiz gibi görünebilir. Ancak tamamen yanlış bir düşüncedir. Gözle görünmeyen mikropların bizimle birlikte yaşadığı bir gerçektir. Bir de evde bebek ya da çocuk var ise tamamen tehlike diyebiliriz. Sadece bebekleri ya da çocukları değil, tozlar ve mikroplar her yaştaki kişileri olumsuz olarak etkiler. Bunları önlemek için delice temizlik yapmanız tabi ki de gerekmiyor. Temizlik yaparken kendinizi de zehirlemeyin. Bazı temiz ürünlerinin birbirleriyle karışması durumunda olumsuz etki hatta zehirlenmelere sebep olmaktadır. Bunlara dikkat etmeyi ihmal etmeyin. Ev temizliğini kısaca ”nankör” olarak adlandırabiliriz. En azından 2 günde 1 mutlaka ev temizliği yapın. 15 günde 1’de büyük temizlik yapmaya özen gösterin. Bu şekilde yapacağınız temizlik yöntemiyle, büyük temizliğiniz daha kısa sürede bitecektir. Özellikle çalışan kişilerin evleri her daim derli, toplu ve temiz olmak zorundadır. Ansızın bir misafir gelebilir ya da çok yorgun olduğunuz için canınız o gün temizlik yapmak istemeyebilir. Bunun için pratik ve hızlı olmayı öğrenmek gerekir. Bunu da zaman içerisinde yaparak öğreneceksiniz. Ne kadar çok aynı şeyi tekrar ederseniz, o iş üzerinde o kadar iyi olacağınızı unutmayın.

ÖZLEMEK NEDİR?

ÖZLEMEK NEDİR?

Özlemek kelime anlamı olarak; bir kimseyi veya bir şeyi görmeyi, kavuşmayı beklemek ve göreceği gelmek demektir. Aslında başka bir açıklama yapmaya da gerek kalmıyor. Sadece özlemek üzerine, yapılmış yorumlar dışında. Sevmek gibi özlemekte göreceli kavramdır. Özlemenin bir tarifi olmaz bazen. Avaz avaz bağırırsın da, sesini kimse duymaz. Özlemek aslında bir nevi çaresizliktir. Umut ederek, hayal etmektir. Hatta daha da ileriye giderek, tıp biliminin henüz çaresini bulamadığı kronik bir rahatsızlıkta diyebiliriz. Özlem insanın içine öyle bir işler ki, kişinin beynini, kalbini ve hatta tüm benliğini ele geçirir. Adeta aciz bir kişiye dönüşür. Çünkü elinden hiçbir şey gelmez. Sadece beklersin… Beklersin.

Hz. MUHAMMED (S.A.V) VE Hz. VAHŞİ BİN HARB’İN HİKAYESİ : EMRİ OLUR

Hz. MUHAMMED (S.A.V) VE Hz. VAHŞİ BİN HARB’İN HİKAYESİ : EMRİ OLUR

Vahşi, Hz. Hamza’nın Bedir Savaşında öldürdüğü Tuayme’nin kardeşinin oğlu olan Cübeyr Bin Mutim’in kölesi idi. Habeşli olduğu için el ile ok ve mızrak atmakta ustaydı. Uhud Savaşında Cübeyr Vahşi’ye, Hz. Hamzayı şehit ederse onu azat edeceğini vaat etmiş. Hz. Hamza, Hz. Muhammed’in amcası ve ilk müslümanlardandır. Künyesi, Ebu Ammare (Umare) ve Ebu Ya’la olup, lakabı ”Esedullah”, yani ”Allah’ın Aslanıdır.” Aynı zamanda Hz. Muhammed’in süt kardeşidir.

Vahşi, Uhud Savaşında saatlerce Hz. Hamzayı gözetler ve uygun zamanı yakalamayı bekler. Karşısına çıkamadığı Hz. Hamza’ya uzaktan mızrağını atarak şehit eder. Hz. Hamzayı şehit eden ”Vahşi” ismine uygun bir şekilde Hz. Hamza’nın kalbini yerinden söker. Karnını bıçakla parçalar ve Uhud’un kumlarına döker. Hatta daha kötü ve iğrenç şeylerde yaptığı söylentiler arasındadır. Uhud Savaşı sonunda, Hz. Muhammed yaralıları ve şehitleri dolaşır. Aynı zamanda kendisi de yaralıdır. O gün Hz. Muhammed çok ağlar. Özellikle amcası Hz. Hamza’nın yanındayken belki de ilk kez hıçkırıklara boğularak sesi yükselir. Hz. Hamza’nın gidişine de değildi üzüntüsü, tek başına kaplan avına çıkabilecek kadar yürekli olan bu insana yapılana tahammül edemez.  

PAPATYA VE KELEBEĞİN AŞKI

PAPATYA VE KELEBEĞİN AŞKI

Kelebek, Lepidoptera takımının kanatlı takımına verilen isimdir. Bilindiği üzere kelebeklerin ömrü kısadır. Bazılarının ömrü 24 saat ile sınırlıdır. Bazılarının 3 gün ve bazı türlerde yaklaşık olarak 2 ay yaşamaktadırlar. Papatyaya aşık olan kelebeğin ömrü ise 3 gündür.

Günlerden bir gün uzak diyarlarda küçük bir tırtıl dünyaya gelir. Doğal güdüleri sayesinde ilk olarak beslenmeye başlar tırtıl. Belirli bir büyüklüğe gelene kadar her bulduğunu yemiş, küçük tırtıl. Koza örebilecek büyüklüğe geldiğinde, kendine güvenli bir yer bulmuş ve kozasını örmeye başlamış. Ördüğü kozanın içerisinde uzunca süre kalarak büyümeye devam etmiş. Küçük tırtıl kozasının içerisinden çıkarken, artık rengarenk bir kelebek olarak çıkmış. Minik kelebek uçuyor olmanın mutluluğu ile oradan oraya uçmaya başlamış. Ormanın her yerini karış karış uçarak gezmiş. Dağlar tepeler aşmış ve birçok vadilerden geçip gelmiş. Son olarak yemyeşil ve rengarenk çiçeklerin olduğu bir vadiye gelerek orada kalmaya karar verir. Derken, etrafı şaşkın şaşkın izleyen kelebek bir de ne görür! Muhteşem bir çiçek. Daha yanına yaklaşmadan yüzlerce çiçeğin arasından gözüne çarpar ve yanına giderek tanışmayı ister. Yüzlerce rengarenk çiçeğin üzerinden geçerek muhteşem çiçeğin yanına gelir. 

KADINLAR GÜNÜNÜN ÖNEMİ

KADINLAR GÜNÜNÜN ÖNEMİ

Dünya Kadınlar Günü veya Dünya Emekçi Kadınlar Günü her yıl 8 Mart’ta kutlanmaktadır. Birleşik Milletler tarafından tanımlanmış uluslararası bir gündür.  İnsan hakları temelinde kadınların siyasi ve sosyal bilinci geliştirilmesine bağlı olarak, ekonomik, siyasi ve sosyal başarılarının kutlanmasına ayrılmaktadır. 8 Mart 1857 tarihinde ABD’nin New York  kentinde 40.000 dokuma işçisi, daha iyi çalışma koşulları isteğiyle tekstil fabrikası çalışanları greve başlarlar. Ancak polislerin greve müdahale etmesiyle birlikte polis ve çalışanların arasında çatışma meydana gelir. Ardından grev yapan işçiler fabrikaya kilitlenirler. Daha sonra fabrikada çıkan yangın sebebiyle işçiler kaçmak isterler, ancak fabrikanın önüne kurulan barikatlar nedeniyle kaçmakta zorluk yaşarlar. Çoğunun kadın olduğu 129 işçi acı bir şekilde can verirler.

İşçilerin cenaze törenine 100 binleri aşkın kişi katıldı.

DAĞLARI DELEN AŞK FERHAT İLE ŞİRİN

DAĞLARI DELEN AŞK FERHAT İLE ŞİRİN

Ferhat ile Şirin ya da diğer adıyla Hüsrevü Şirin, İranlı ve Türk Divan Şairlerince Mesnevi biçiminde yazılmış olan halk öyküsü; Türkiye, Orta Asya, Balkanlar, Azerbaycan ve İran ülkeleri ve yöreleri olarak birçok değişikliğe uğramıştır. Ancak yüzyıllardır anlatılır efsanevi aşk. Yeryüzünde belki bir daha böyle bir aşk yaşanmaz dense de, ortaya çıkmayan kim bilir ne aşklar, ne sevdalar var. Ferhat ile Şirin Amasya ile ilintisi bulunmaktadır. Öykünün en eski Türkçe baskısı 1854 yılında, yeni alfabeyle de 1930 yılında yayınlanmıştır. Ferhat ile Şirin’in mezarı Amasya’da bulunuyor.

Evvel zaman içinde Mehmene Bânu adında bir padişahın tek bir kızı vardı. Adına Şirin derlerdi. Daha 13-14 yaşlarındaydı ama güzelliği etrafa ün salmıştı. Padişah güzeller güzeli kızı için bir saray yaptırmak istedi. Şehrin en ünlü mimarlarını çağırttı. Mimarlar sarayı bitirdikten sonra, süslemek için Bihzad adında çok usta olan bir nakkaş getirdi. Bihzad’ın bir oğlu vardı ve o da nakkaştı. Adına Ferhat derlerdi. Baba ve oğul sarayı süslemeye başladılar. Şirin ara sıra sarayı görmeye gelirdi. Ferhat çalışırken Şirin’i görür ve görür-görmez aşık olur. Yine bir gün Şirin saraya gelince, Ferhat aşkından bayıldı. Şirin, Ferhat’ı yerde baygın görünce yanına koşarak gitti ve Ferhat’ın yanaklarından öptü. Başucuna şu beyti yazıp bıraktı;

AŞKIN HALLERİ NELERDİR?

AŞKIN HALLERİ NELERDİR?

Aşk nedir? Aşk hakkında birçok söylenti yapılmakta. Ancak aşkın herhangi bir tanımı mevcut değildir. Aşkı anlatamazsın. Sadece kapılıp rüzgarına esmeye başlarsın. Aşk neydi? Bilimsel olarak aşk; oksitosin hormonuyla ilgilidir. Peki oksitosin nedir? Oksitosin hormonu, en fazla üreme hormonuyla ilgisi olduğu biliniyor. Beyinde nöromodülator görevi olan bir memeli hormonudur. Beyinde hipotalamusta sentez edilir ve arka hipofizden salınır. Son zamanlardaki yapılan çalışmalar sonucunda oksitosin hormonunun davranışlar üzerindeki etkisini de göstermektedir. Örneğin; orgazm, cinsel birleşme, sosyal tanıma, eşler arasındaki bağ, anksiyete ve anne davranışları bu davranışlar arasında yer almaktadır. Bu sebeple bu hormonun adına ”aşk hormonu” denilmektedir. Oksitosin hormonunun yetersiz salgılanması sonucunda psikopati, narsisizm, sosyopati ve genel manipülasyon eğilimi ile ilişki bulunmuştur. Aşk, karşı cinsteki kişiye duyulan sonsuz sevgidir. Aynı zamanda aşk, en etkili ağrı kesici olarak bilinir. Sevginin veya aşkın hiçbir karşılığı yoktur ve hiçbir maddiyatla ölçülemez.

HEDİYE SEÇİMİ YAPARKEN DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER

HEDİYE SEÇİMİ YAPARKEN DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER

Yaklaşan 14 şubat sevgililer gününde ne hediye alsam diye düşünenlerden misiniz? Öncelikle belirtmek isterim ki, sevgilinize veya eşinize hediye almak için özel bir güne gerek yoktur. Her günü özel bir gün gibi yaşamayı öğrenmek gerekir. Sevdiğinize hediye alarak da bunu geçiştiremezsiniz. Özel olduğunu hissettirmek için, illa bir hediye almanız da gerekmez. Bir tatlı söz bile seven kişiye özel hissettirmeyi sağlar. Bunları yapmak için özel günleri de beklemeyin. Çünkü özel günleri görmek için kimse anlaşma yapmadı. Hayat kısa ve sevdiğinizle her anı özel yaşayın. Belki de bugün geri kalan hayatınızın son günüdür, kim bilir. Gelelim hediye seçimine, sevdiğinize hediye seçimi yaparken asıl dikkat edilmesi gereken bir şey var ki bunu göz önünde bulundurduğunuz da hediye seçimi yapmak zor bir halden çıkacak. Hatta hoşunuza bile gidecek. Sevgiliniz mutlu olacak ve doğal olarak sizde mutlu olmuş olacaksınız.

ZEYTİNYAĞI ALIRKEN NELERE DİKKAT ETMELİYİZ?

ZEYTİNYAĞI ALIRKEN NELERE DİKKAT ETMELİYİZ?

Zeytinyağı, zeytin ağacının (Olea Eurpaea) meyvesinden elde edilen yeşilimsi ve sarımtırak renkte sıvı bir yağdır. Zeytinyağı da diğer birçok bitkisel yağlarda olduğu gibi yapısında büyük oranda gliserin etrafında bağlanmış yağ asitlerinden bulunmaktadır. Zeytin ağacına ilişkin tarihe bakıldığında, en eski veri Ege Denizi’ndeki Santorini Adası‘nda yapılan arkeolojik çalışmalarda ortaya çıkarılan 39.000 yıllık zeytin yaprağı fosilleridir. Kuzey Afrika’daki Sahra bölgesinde gerçekleştirilen arkeolojik çalışmalarda ise M.Ö. 12.000’e ait zeytin ağacı bulgularına rastlandı. İlk zeytin hasadının ne zaman ve hangi uygarlık tarafından yapıldığı bilinmemektedir. Tarih, zeytinyağı üretimine ilişkin en belirgin izlerin Akdeniz‘in tam ortasındaki Girit medeniyetine, M.Ö. 4500 yıllarına dek uzandığını göstermektedir. Zeytinyağı kültürünün Akdeniz’deki diğer kavimlere yayılmasında en önemli rolü Giritliler oynamıştır. Hemde yaklaşık 3000 yıl boyunca. Hal böyle olunca boşuna da denmemiş; ”Ege’nin dağların yağ, ovalarından bal akıyor” diye. Tabi ki günümüzde bu söz yerini sahte zeytinyağı üreticilerine bıraksa da, hala güvenilir yerlerden zeytinyağını gönül rahatlığıyla alarak tüketebilirsiniz. Peki zeytinyağı alırken nelere dikkat etmeliyiz? yazımızın devamında.